Aynaya bakmanın psikolojisi.
Gerçekte ne görüyorsunuz?

Çoğumuz her gün aynaya göz atarız. Saçımızı düzeltiriz, yakamızı kontrol ederiz, yorgunluk ya da yaşlanma belirtileri ararız. Ama bu yüzeysel bakışın altında daha derin bir şey vardır. Aynada gördüğünüz sadece yüzünüz değildir, bu sizin hikâyeniz, kimliğiniz, benlik algınızdır.

Bazen ise bu yansıma yabancı gelebilir. Belki yaşla, kilo değişimleriyle, stresle ya da bir operasyonla. Belki de hayat beklenmedik bir yöne saptığı için. Gözlerinizi, ağzınızı, yüz hatlarınızı hâlâ görürsünüz. Ama bir şey farklıdır. Kendinizi tam olarak tanımazsınız.

Bu, sanılandan çok daha yaygındır. Ve mesele estetik kaygı değildir. Mesele bağ kurmaktır. Yansımanızla uyum hissettiğinizde huzur gelir. O uyum kaybolduğunda ise rahatsızlık, üzüntü veya kafa karışıklığı doğabilir. İçinizle dışınız arasında bir kopukluk gibi hissedilir.

Estefarya’da biz bu boşluğu yaşayan insanlarla sıkça karşılaşıyoruz. Onlar bize yalnızca fiziksel değişim için değil, o boşluğu kapatmak için gelir. Kendi yüzlerinde tekrar “evinde” hissetmek için. Bu yüzeysel değil, son derece insani bir ihtiyaçtır.

Aynaya bakmak sadece hoşunuza gitmeyen şeyleri fark etmek değildir. Bu, kendinizle konuşmaya başlamaktır. Ben şimdi kimim? Eskiden kimdim? Kim oluyorum?

Bazı insanlar yıllarca aynalardan kaçar. Bazıları ise uzun süre bakar, eksik olduğunu düşündüğü şeyi arar. Her iki tepki de aynı yerden gelir, görülme, anlaşılma ve bütün hissetme ihtiyacından.

Kendini yeniden tanımak, mükemmelliğin peşinden koşmak değildir. Bu, uyumu geri kazanmaktır. Bazen küçük fiziksel dokunuşlarla, ama çoğunlukla kabullenme ve özenle başlar. Küçük bir değişim bile güçlü bir duygusal dönüşüm yaratabilir. Kusurları silmek için değil, yeniden “siz” gibi hissettirmek için.

Bir dahaki sefere aynaya baktığınızda bir an durun. Yargılamak için değil, görmek için. Kendinize sorun: Gerçekte ne görüyorum, gerçekte neye ihtiyacım var? Bu soruyu sormak bile yeniden bağ kurmanın ilk adımı olabilir.

Yansımanızla barış içinde olmak sizin hakkınız. Bir standarda uyduğunuz için değil, kim olduğunuzla gurur duyduğunuz için.